Üretken Yapay Zekâ ve Telif Hakları
Üretken Yapay Zekâ ve Telif Hakları
1. Giriş
Üretken yapay zekâ dediğimizde büyük dil modelleri ve bu modeli eğitmek için internetteki verileri adeta “kazıyan” geliştiriciler akla geliyor. Tabii bu “kazıma” eylemine bağlı olarak bazı hukuki sorunların doğması da kaçınılmaz. Bunların başında ise gizlilik/ mahremiyet sorunları ve telif hakkı ihlalleri geliyor.
2. Nedir Bu “Üretken Yapay Zekâ”?
Büyük veri setleriyle eğitilmiş dil, görsel, animasyon, video ve benzeri medya işleme, konuşma, komut alma ve çıktı üretme gibi işlevlere sahip olan, makine öğrenimi modeliyle geliştirilmiş yapay zekâ sistemlerine kısaca “üretken” yapay zekâ diyoruz. Üretken yapay zekayı daha çok Chat GPT, Bard ve Copilot gibi büyük dil modelleri (large language model-LLM) kullanan örneklerle biliyor olsak da “multimodal” olarak adlandırılan metin, görsel ve video içeriği üzerinde çalışan makine öğrenimi modelleri sayesinde geliştirilen yapay zekâ sistemleri metin ve görüntü bilgilerini birleştirerek daha kapsamlı bir anlama ve üretme yeteneği kazanabiliyor. Bu sistemlere örnek olarak, Dall-E-2’yi veya Midjourney’i verebiliriz.
3. Telif Hakkı Boyutu
Üretken yapay zekâ sistemlerinin son birkaç yılda, dünyada milyonlarca kişi tarafından kullanılabilir hale gelmesine bağlı olarak, üretken yapay zekâ sistemlerinin eğitim sürecinde kullanılan telif hakkına konu materyallerin hak sahiplerinin telif haklarını ihlal edip etmediği ve üretken yapay zekâ tarafından yaratılan çıktıların eser niteliğinde olup olmadığı gibi hukuki birçok tartışmaya yol açıyor.
Her ne kadar yapay zekâ geliştiricileri “kazıma” ile elde ettikleri ve eğitim seti olarak kullandıkları bu verileri kullanma noktasında “meşru amaç”ları olduklarını zaman zaman dile getirseler de bu savunma, onları davalardan uzak tutamıyor. 2023 yılında ses getiren bazı Üretken Yapay Zekâ v. Telif Hakkı Sahibi davalarını inceleyelim.
4. 2023’ün Ses Getiren Davaları
4.1. Ocak 2023- Sarah Andersen, Kelly McKernan & Karla Ortiz v. Stability AI, Midjourney Inc & DeviantArt Inc.: Ocak 2023’te Sarah Andersen, Kelly McKernan ve Karla Ortiz adlı sanatçılar, yapay zekâ yazılımlarını eğitmek için telif hakkıyla korunan eserlerini izinleri olmaksızın ve kendilerinden lisans alınmaksızın kullandığı iddiasıyla Midjourney adlı üretken yapay zekâ aracının geliştiricisi olan Midjourney Inc., DreamUp adlı üretken yapay zeka aracının geliştiricisi olan DeviantArt Inc. ve Stable Diffusion adlı üretken yapay zeka aracının geliştiricisi olan Stability AI’a karşı Kaliforniya Bölge Mahkemesi’nde dava açtı. Dava dilekçesini buradan inceleyebilirsiniz. Yargılamanın devamında mahkeme, Midjourney ve DeviantArt’a yönelik tüm iddiaları reddetti, ancak davacılara şikayetlerini değiştirme izni verdi.
4.2. Ocak 2023- Getty Images v. Stability AI: Ocak 2023’te Getty Images, üretken AI sanat aracı Stable Diffusion’ın yapay zekâ yazılımını eğitmek için telif hakkıyla korunan milyonlarca görüntüyü yasadışı olarak kopyalayıp işlediği iddiasıyla Stable Diffusion geliştiricisi Stability AI’a Delaware Bölge Mahkemesi’nde ve aynı zamanda Londra Yüksek Mahkemesi’nde dava açtı. Dava dilekçesini buradan inceleyebilirsiniz. Getty Images, yaptığı basın açıklamasında yapay zekâ sistemlerinin eğitimi için sektörün önde gelen teknoloji şirketlerine çeşitli lisanslar sağladığını; ancak davalı Stability AI’ın böyle bir lisans talebinde bulunmadan, kendilerinden izin almadan telif haklarını ihlal edecek şekilde kullanımda bulunduğunu belirtti.
4.3. Temmuz 2023- Sarah Silverman, Christopher Golden & Richard Kadrey v. Meta: Temmuz 2023’te, Sarah Silverman, Christopher Golden ve Richard Kadrey adlı yazarlar tarafından Meta’ya ait açık kaynaklı LLaMA modellerini eğitmek için kullandığı veri kümelerinden yazarların kitaplarına, yazarların izinleri olmadan erişilebildiği iddiasıyla Kaliforniya Bölge Mahkemesi’nde Meta’ya karşı dava açtı. Dava dilekçesini buradan inceleyebilirsiniz.
4.4. Temmuz 2023- Sarah Silverman, Christopher Golden & Richard Kadrey v. Open AI: Yine Temmuz 2023’te, Sarah Silverman, Christopher Golden ve Richard Kadrey adlı yazarlar tarafından bu kez de ChatGPT’nin kitaplarını özetleyerek telif haklarını ihlal ettiğini gösteren belgeler de sunularak telif hakkıyla korunan kitaplarının OpenAI tarafından ChatGPT’nin yapay zekâ modelleri için eğitim materyali olarak izinleri olmadan kullanıldığı iddiasıyla Kaliforniya Bölge Mahkemesi’nde OpenAI’a karşı dava açtı. Dava dilekçesini buradan inceleyebilirsiniz.
4.5. Eylül 2023- Authors Guild et al. v. Open AI: Yazarlar Birliği olarak adlandırılan ve Game of Thrones kitabının yazarı olan George R.R. Martin’in de içinde yer aldığı bir grup yazar tarafından, büyük dil modellerini (LLM’ler) eğitmek için bu yazarların eserlerini izinsiz olarak kullandığı iddiasıyla OpenAI’a NewYork’ta dava açıldı. Dava dilekçesini buradan inceleyebilirsiniz. Sonrasında 5 Aralık 2023’te ek bir dilekçe ile dava Microsoft’a da yöneltildi.
4.6. Kasım 2023- Doe v. GitHub: Kasım 2022’de, iki geliştirici J takma adlarını kullanarak GitHub’a bir dava açtı. Davacılar, Copilot ve Codex’in davacıların telif hakkıyla korunan bilgisayar kodları üzerinde eğitildiğini iddia etti. (Hemen bir dipnot verelim; Microsoft hem GitHub’ın sahibi hem de Copilot ile Codex adlı AI uygulamalarının da geliştiricisi.) Dava sonunda mahkeme, davacıların kendi kodlarının Copilot’un çıktısında yer aldığını ispatlayamadıkları için davayı reddetti. Kararın bu bölümünden elde edilen önemli çıkarım, eğitim verisi olarak kullanıldığı iddia edilen içerik ile oluşturulan çıktı arasında doğrudan bir bağlantı kurmanın önemi gibi duruyor.
4.7. Aralık 2023- New York Times v. Open AI: New York Times, ChatGPT’nin sahibi OpenAI ve onun büyük hissedarlarından Microsoft’a telif haklarının ihlali iddiasıyla dava açtığını duyurdu. Gazete, kendisi tarafından yayınlanan milyonlarca makalenin ChatGPT’yi eğitmek için izni olmaksızın kullanıldığını iddia ediyor. Dava dilekçesine burada yer alıyor.
5. Bir Araştırma
Londra merkezli, görsel sanatlar alanında eser üreten hak sahipleri için lisanslama ve telif hakkı yönetimi yapan bir meslek birliği olan DACS tarafından 2023 yılının sonlarına doğru sanatçı ve sanatçı temsilcilerine yönelik olarak yapay zekanın onları nasıl etkilediğini, yapay zekanın olumlu yanlarının neler olduğunu ve yapay zeka teknolojilerini kendi sanat üretimlerinde kullanmanın önünde ne gibi engeller olduğunu anlamak için bir anket yaptı ve buna ilişkin sonuçlarını derledi.
Anket sonuçlarına göre;
– Sanatçı ve sanatçı temsilcilerinin %74’ü eserlerinin yapay zekâ modellerinin eğitmek için kullanılmasından endişe duyuyor.
– Sanatçı ve sanatçı temsilcilerinin %15’i eserlerinin yapay zekâ modellerinin eğitimde kullanıldığını hiç akıllarına bile getirmemişken %63’ü bundan şüphe duyuyor ve %22’si ise eserlerinin yapay zekâ modellerinin eğitiminde kullanıldığını tespit etmiş.
– Sanatçı ve sanatçı temsilcilerinin %80’inden fazlası eserlerinin yapay zekâ tarafından kullanıldığında lisans bedeli alabilmek için bir lisanslama sistemi kurulduğu takdirde buna dahil olabileceklerini ifade etmişler.
– Belki de en önemli sonuç; katılımcıların %96’sının eserlerinin izinleri olmaksızın bir yapay zekâ modelinin eğitiminde kullanılmasını istememesi.
Anket sonucunda ise DACS, Birleşik Krallık hükümetine, telif hakkı sahipleri adına bazı önerilerde bulunuyor. Öncelikle anket şunu gösteriyor ki sanatçılar, eserlerinin yapay zekâ modellerinin eğitiminde kullanımı için rızalarının alınmasını, eserlerinin eğitim süreçlerinde nasıl kullanacağı konusunda kontrol sahibi olmak ve bu kullanım için belirli bir lisans ücreti almak istiyor. Ayrıca DACS’a göre yapay zekâ modellerini geliştirenler, makine öğrenimi için hangi verilerin, telif hakkına konu hangi eserlerin kullanıldığı konusunda şeffaf olmalı. DACS burada kişisel veri işleme süreçlerindeki şeffaflık ve veri sahiplerine tanınan haklara benzer hakların telif hakkı sahipleri için de tanınması gerektiğinin altını çiziyor.
6. Sonuç ve Öngörü
Yukarıda çok kısaca üretken yapay zekanın ne olduğundan bahsettikten sonra yapay zekâ modellerinin eğitiminde telif hakkına konu materyallerin kullanılması halinde ne gibi hukuki sorunlar ortaya çıkabileceğini 2023’te dünyada ses getirmiş bazı örnek davalar üzerinden ele aldık.
Dikkat edilirse ses getiren davaların hemen hepsi ABD veya Birleşik Krallık’ta açıldı. Çünkü kıta Avrupası (civil law) hukuk sistemlerinde telif hakkı kuralları çok daha katı ve öngörülebilir olduğu için, başka bir deyişle hangi kullanımların telif hakkının istisnası kapsamında kaldığı yasalarda açıkça düzenlendiği için mahkeme yorumuna da bir o kadar az ihtiyaç duyuluyor. Gerçekten de ticari amaçlarla hareket eden, para kazanmak için sohbet botu üreten yapay zekâ şirketlerinin telif hakkı sahiplerinden izin almadan, milyonlarca içeriği “eğitim seti” adı altında kullanarak yapay zekayı eğitmeleri, mevcut yasalarda değişiklik yapılmadığı sürece hukuka aykırı olmaya ve davalara yol açmaya devam edecek. Bu konuda AB’nin 2019’da yürürlüğe giren Dijital Tek Pazarda Telif Hakları Yönergesi’nin 3’üncü maddesiyle düzenlenen “veri madenciliği istisnası” konuyla yakından ilgili en önemli düzenleme olsa da bu istisna da yapay zekâ şirketlerinin ticari kullanımlarında geçerli değil.
Halbuki ABD ve Birleşik Krallık gibi içtihat hukukunun (common law) benimsendiği ülkelerde telif hakkı sahiplerinin haklarının hangi durumlarda sınırlandırılacağı “adil kullanım” istisnası kapsamında her somut olaya göre mahkemeler tarafından daha esnek yorumlanabiliyor. Örneğin ABD hukukunda bir telif hakkı sahibinin iznini gerektirmeyen durumlar yani “adil kullanım istisnası”nın kapsamı belirlenirken kullanımın amacı, telif hakkına konu eserin yaratıcılık seviyesi, telif hakkına konu eserin ne kadar ve ne ölçüde kullanıldığı (eserin özünün kopyalanıp kopyalanmadığı) ve kullanımın telif hakkına konu eserin potansiyel pazarı veya değeri üzerindeki etkisi gibi kriterler mahkemelerce her somut olayda göz önünde bulundurularak özel bir değerlendirme yapılıyor. Bu nedenle açılan davalar ve bu kapsamda mahkemelerin “adil kullanım” istisnasını nasıl ele alacağı, hangi şartlar sağlanırsa adil kullanımın söz konusu olacağı ve mahkemelerin hangi ipuçlarını bizlere vereceğini zaman gösterecek.
Son olarak DACS’ın yukarıda değindiğim anketinin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu anket içtihat hukukunun uygulandığı bir ülkede bulunan telif hakkı sahiplerinin sesi niteliğinde olup anket sonuçlarına bakılırsa telif hakkı sahipleri üretken yapay zekaya ya da bu modellerin eğitiminde telif hakkına konu materyal kullanımına karşı değil. Telif hakkı sahipleri, emeklerinin ve fikri çabalarının karşılığını almak, gelişen teknolojiye adapte bir lisanslama sistemine (örn. CC (creative commons) lisansları benzeri lisanslama sistemleri) dahil olmak ve biraz da şeffaflık istiyor. Belki de bunlar sağlandığında kazan-kazan bir lisanslama sistemi kurularak üretken yapay zekâ modellerinin temelindeki etik ve hukuki sorunları tartışmayı bir kenara bırakıp geleceğine yönelik etik ve hukuki konulara odaklanabiliriz.
Ocak 2024
Av. Arda Altınok, LL.M