Bilişim Hukuku – Bilişim Ceza Hukuku – Ceza Hukuku – İş Hukuku

Siber Askerler Geliyor 3. Dünya Savaşı İnternet’te Mi Çıkacak

Önce haberin özetini okuyalım:
“ABD ordusuna ait bilgisayarlara yaptıkları binlerce saldırı nedeniyle 1 trilyon doları bulan zarara sebep olan siber korsanlara karşı başlatılan mücadele hakkında bilgi veren ABD Başkanı Barack H. Obama, ulusal stratejik varlıkların korunması için yeni bir görev alanı oluşturulduğunu ifade etti.
Obama, “siber güvenlik çarı” olarak adlandırılan bu göreve gelecek kişinin hükümet bürokrasisini koordine edeceğini kaydederek, doğrudan kendisine bağlı bir birim olarak hizmet vereceğini söyledi.
21. yüzyılın Amerikan ekonomisinin siber güvenlik sayesinde koruma altında tutulacağını belirten Obama, uygulamaya ilişkin olan endişelere de yanıt verdi. Obama, özel hayatın gizliliği ve özel şirketlerin internet trafiği konusunda Beyaz Saray’ın herhangi bir izleme eğiliminin olmayacağını açıkladı. Bu arada uygulamanın Pentagon tarafından planlanan yeni bir askeri gücün oluşturulması olarak algılandığını hatırlatarak, böyle bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.”

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Dunya/2009/05/30/obama_siber_guvenlik_icin_dugmeye_basti
• Obama aslında ne yapmak istiyor? Silahlı ordunun yanı sıra artık düzenli hacker ordusu mu kuruluyor?
ABD Başkanı Obama’nın ulusal stratejik varlıkların korunması amaçlı yayınladığı bu deklarasyon aslında, komplo teorisi olarak dillerde dolaşan bir olgunun resmi bir nitelik kazanmış halidir. Zira, ABD’nin bilişim güvenliği konusunda, çalışmalar yaptığı bu konudaki fiziki altyapısını oluşturmaya çalıştığı bilinmekteydi. Hatta, ülkenin en azılı siber suçlularını yetiştirip ülke yararına kullanmaya çalıştığı da bilindik bir gerçektir. Aynı zamanda birçok devlet halen ABD’deki şirketlerin Bilgisayar sistemlerine bağımlı hale gelmişlerdir. Hal böyle olunca da Amerika gizliden gizliye yaptığı bu örgütlenmeyi, gizlilikten çıkarıp gayet açık bir şekilde yaptığını duyurmuştur.
“Siber güvenlik çarı” olarak adlandırılan bu birim, özel hayatın gizliliği ve özel şirketlerin gizli bilgileri, internet trafiği konusunda bir izlenimi olmayacağı açıklamıştır. Ancak bunun bir güvencesi olmadığı gayet açıktır. Zira, kişilerin gizli bilgileri, devletin kendisi tarafından kaydedilmesinin müeyyidesi ne olacak belirtilmemektedir. Bu kadar yetişmiş bir kadro kurulmasındaki amaç da zaten kişileri, şirketleri ve hatta ülkeleri fişlemektir. Çünkü birçok devlet artık bilişim teknolojilerini kullanmaktadır. Dünyadaki, büyük şirketler web tabanlı programlar ile işlerini yürütmektedirler. Bu sayede, tüm şirket bilgileri güvenli olduklarına inandıkları serverlar da bulunmakta ve çalışanlar internetin bulunduğu her yerden bu bilgilere ulaşılabilmektedir. Web tabanlı uygulamalarda ise, en çok Amerikan şirketler tercih edilmektedir. Zira bu halde Amerika’nın siber güvenlik ordusunun nelere sahip olabileceğini tahmin etmektesiniz. Hatta ülkemizdeki sağlık, eğitim, savunma ve hukuk gibi alanlarda dijital ortama geçiş yapıldığını ve ilgili sistemlerin, Amerikan şirketlerinin destekleri ile oluşturulduğunu düşünürsek ülkemiz adına tehlikenin ne boyutta olduğu açık ve net görülmektedir.
• Ulusal Bir İşletim Sistemimiz Neden Yok? Var ise Neden Kullanılmıyor?
Tüm bu gelişmeler yaşanırken, ülkemizdeki en önemli kurumlar (Adalet, Sağlık, Finans, Savunma vb) dijital ortama geçmişlerdir. Fakat halen, kendi mühendislerimizin geliştirdiği, aktivasyonunu kendimizin yaptığımız bir işletim sistemi kullanılmamaktadır. Neden dışa bağımlı olmaya bu kadar gayret gösteriyoruz? Bir an evvel Türk mühendislerinin ortaya çıkardığı, bir işletim sistemi devlet birimlerince zorunlu olarak kullanılmaya başlanmalıdır. Bakın şöyle bir tarihe, matbaa geldi kullanamadık ve sonucuna katlandık. Bu ülke insanı, o kadar yokluk içerisinde “araba” ve “uçak” üretebildi, fakat değerini bilemedik. Belki de, destek verilseydi, bugün dünyanın en ünlü ve sağlam araba markası Türklerden çıkabilirdi. Hatta, tüm dünyaya uçak üreten bir ülke olabilirdik. İşte bu yüzden, derhal ulusal bir işletim sistemi oluşturulmalıdır. Şayet bu konuda çalışmalar var ise, derhal geliştirilmeli ve eksiklikler giderilerek kullanıma başlanmalıdır. Fakat devletin her biriminde kullanım kararı alabilmek biraz yürek istemektedir. Çünkü, kendi işletim sistemimizi kullanırsak Sam Amca bize çok kızabilir.
• 3. Dünya savaşı internette mi kopacak? Bu savaşa hazırlık mı var?
Bir görüşe göre, 3. Dünya savaşı siber ortamda olacaktır. Buna göre fiziki orduların yerini, devletlerin özel yetiştirdiği hacker orduları alacaktır. Savaşlar bir süre sonra tankla topla değil, ülkeler arasında bilişim sistemleri üzerinden yapılacaktır. Böylece, savaşta yenilen devletin tüm sistemleri çökecek, tüm bilgilerine ulaşılabilecek ve en önemlisi hayati sistemleri yok edilebilecektir. Topraklarına el konulmasa bile verilecek zarar, tahmin edilemeyecek boyutlarda olabilecektir. Big Brother, yani büyük abi zaten her şeyi izlemekte ve görmekteyken, olası bir savaşta olabilecekleri şimdiden düşünmek çok da zor bir şey olmayacaktır.
Haberde de okuduğunuz gibi, Sam Amca bilişim çağına gayet iyi hazırlanmaktadır. Zira, süper güç olabilmenin en önemli unsurlarından biri de ileriyi görebilmektir. Bizde ise, internet ve bilgisayar daha yeni algılandığı için kaplumbağa misali çalışmalar devam etmektedir. TÜBİTAK’ın Bilgisayar Olaylarına Müdahale Ekibi (BOME) kurduğunu ve yaptıkları iş nedeniyle “Siber Ordu” diye adlandırılan ekipte, her biri kendi alanında uzman beşi tam zamanlı 40 kişi çalıştığını, kamuoyuna düşen haberlerden okumuştuk. Bu haber sizi yanıltmasın ve “Ne güzel, biz de siber savaşlara hazırlıklıyız” diye zannetmeyin lütfen! Bu çalışmanın bile çok yetersiz olduğunu söylemeye gerek yok. Yurdum insanı ve yönetenleri daha interneti çözmeye çalışmaktadır.
Bunun dışında uygulamada ise sorunlar anlatılmakla bitmeyecek haldedir. İnternetin hukuki boyutunu öncelikle zihinlerde oturtamadığımız için, halihazırda mahkemeler tarafından verilen kararlar, 0 ve 1’lerin dünyasında durmadan hata vermektedir. Kanun koyucunun da bilgisayarı ve interneti keşfedememesinden ötürü, yürürlüğe koyduğu maddeler yüzünden, işin içinden çıkılmaz bir hale gelinmesine sebep olmuştur.
Ülkemizdeki bu duruma seyirci kalan ve bana göre bir an önce elini taşın altına sokması gerekenler ise esasen bu işin içinde olanlardır. Bir başka deyişle, internet camiasının içinde, örgütlenmeye çalışan veya örgütlenmiş olan sivil toplum kuruluşlarıdır. Maalesef bu kuruluşlar seslerini yeterince duyuramamaktadırlar. Bu kuruluşlarca, kamuoyunu bilgilendirici, geniş kitlelere ulaşan haberler yapılmamaktadır. Amerika’nın siber alemde neler ile uğraşmaya başladığını artık resmi olarak da bilmekteyiz. Fakat biz halen, internetteki erişime engelleme yasaklarını tartışan ülke konumundayız. İnternet kullanıcılarının oluşturduğu Sivil Toplum Kuruluşları! Artık sesinizi duyurmanın zamanı gelmedi mi sizce?
Stj. Av. F. Ünsal Özmestik
Çengelköy/İst